Hakkımızda
BAYETAV eşitsizlik, adaletsizlik, ayrımcılıkları dert edinen, bunların yol açtığı kutuplaşmalar üzerine düşünmeye ve çözüm üretmeye davet eden bir vakıf.
Çalışmalarımız
İnsanların yaşamlarına, topluma ve gezegene fayda sağlayan çok çeşitli proje ve girişimleri destekliyoruz.
Dayanışma
İçinde yaşadığımız kente, ülkeye, dünyaya dair benzer tahayyülü ve hedefleri paylaşanlarla dayanışıyoruz, ortak adımlar atıyoruz.
Yaşam Parkları: Afet Sonrası Yaşamın Yeniden Kurulmasında İlk Adım
Yaşam Parkları: Afet Sonrası Yaşamın Yeniden Kurulmasında İlk Adım
06 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremlerinin ikinci yıl dönümünde Dr. Bediz Yılmaz ve Evren Yıldırım Hocalarımız tarafından kaleme alınan Yaşam Parkları: Afet Sonrası Yaşamın Yeniden Kurulmasında İlk Adım Olarak Parklarbaşlıklı kılavuzu yayınlıyoruz. Kılavuz, afetler sonrasında toplumsal dayanışma ve yaşamın yeniden inşası için kent parklarının nasıl ekolojik ve afet odaklı bir şekilde dönüştürülebileceğini ele alıyor.
Antakya Serinyol mevkiinde atıl durumdaki Zeytun Parkı 06 Şubat 2023 depremleri sonrasında sivil toplumun çabalarıyla çocuklar, gençler ve aileleri için ortak bir alana dönüştü. Bediz Hocamız Eşitlik Araştırmaları Destek Programına sunduğu “Zeytun Çocuk ve Yaşam Alanının Ekolojik Parka Dönüştürülmesi” projesiyle parkları yeni bir mekân olarak tahayyül etmemize olanak tanıyan bir dönüşüme katkı sundu. Bediz Hocamızın sözleriyle; “her şeyin geçici ve tek kullanımlık, tüketiciliğe dayalı olduğu bir ortamda doğayı sahnenin merkezinde konumlandırarak kalıcılığı, üreticiliği ve aidiyeti hissettirecek bir mekân.”
“Depremi yaşamış çocukların, gençlerin ve ailelerinin doğayı sadece deprem gibi bir felaketin beşiği olarak değil, bir parçası oldukları, cömertçe ürünler veren, bizi sarıp sarmalayan, felaket zamanlarında da sığınabileceğimiz bir varlık olarak kabul edebilmesi” derdiyle yola çıkan bu proje elinizdeki Yaşam Parkları Kılavuzuna vesile oldu.
BAYETAV Eşitlik Araştırmaları Destek Programı kapsamında sunulan destekle Bediz ve Evren Hocalarımız tarafından hazırlanan Yaşam Parkları Kılavuzu kriz anlarında ortaya çıkan bir deneyimi, afet risklerinin yüksek olduğu ülkemizde kriz sonrasında sürdürmeye ve yaygınlaştırmaya çalışıyor. Kılavuz, özellikle deprem gibi büyük afetlerin ardından insanların hayatta kalma ve toparlanma süreçlerinde parkların kritik bir rol oynayabileceğini vurguluyor.
Yaşam Parkı Kavramı
Kılavuza göre, Yaşam Parkları, olağan zamanlarda kent sakinlerinin rekreasyon ihtiyaçlarını karşılayan, afet gibi olağanüstü durumlarda ise güvenli barınma, temel ihtiyaçların karşılanması ve toplumsal dayanışma için kullanılabilecek alanlar olarak tasarlanmalı. Bu parklar, ekolojik tasarım ilkelerine uygun olarak su, enerji, gıda ve atık yönetimi gibi altyapıları içermeli, mahalle halkını ekolojik becerilerle donatacak şekilde bir eğitim ve sosyalleşme alanı niteliği taşımalı.
Raporda öne çıkan öneriler şunlar:
Ekolojik Altyapı ve Hayatta Kalma Becerileri
Yaşam Parkları, afet durumlarında hayati öneme sahip ekolojik altyapı sistemleriyle donatılmalı.
- Su Yönetimi: Yağmur suyu hasadı, su arıtma sistemleri ve kamusal çeşmelerle temiz suya erişim sağlanmalı.
- Enerji: Güneş enerjisi sistemleri ve pasif enerji tasarımı ile parkların enerji ihtiyacı karşılanmalı.
- Gıda Üretimi: Gıda ormanları, sebze yatakları ve tohum kütüphaneleri ile afet sonrası gıda güvencesi sağlanmalı.
- Atık Yönetimi: Kompost sistemleri ve kuru/kompost tuvaletlerle atık yönetimi çözülmeli, çevre kirliliği önlenmeli.
Ayrıca, afet durumlarında hayatta kalmak için gerekli beceriler (su filtreleme, güneş fırını yapımı, roket soba kurma, kompost yapma vb.) park kullanıcılarına öğretilmeli. Bu beceriler, afet öncesi dönemde kazanılmalı ve parkın olağan dönemdeki kullanıcısı konumundaki mahalle halkı içinde yaygınlaştırılmalı. Yaşam Parkı’nı herhangi bir parktan veya afet toplanma alanından ayıran tam da bu özelliği: fiziksel altyapının afet sonrasında hayatta kalmayı mümkün kılacak şekilde oluşturulmasının yanı sıra mutlaka toplumsal işbirliği ve koordinasyon da parkın işleyişine dahil edilmeli. Ancak olağan zamanda bu ikili yapı oluşturulursa afet zamanında örgütlenme de hızlı ve sağlıklı olur.
Topluluk Oluşumu ve Afet Sonrası İlk 72 Saatin Önemi
Parkların sürdürülebilirliği için mahalle sakinleri, yerel yönetimler ve sivil toplum kuruluşları arasında iş birliği sağlanmalı. Afet sonrası ilk 72 saat, hayatta kalma ve temel ihtiyaçların karşılanması açısından kritik öneme sahip. Yaşam Parkları, özellikle bu süreçte insanların barınma, su, gıda ve sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmalı ve yerel toplumla birlikte yürütülmeli.
Görsel Medya ve İnfografikler
Kılavuz, kullanılabilecek görsel öneriler de sunuyor. Bu Kılavuzun hazırlanmasına vesile olan ve Yaşam Parklarına örnek teşkil eden Antakya Serinyol’da Hatay Deprem Dayanışması Derneği ve Mersin Maya Derneği ortaklığında yaşatılan Zeytun Çocuk ve Yaşam Alanı'ndan görseller, su arıtma sistemleri, gıda ormanları, kompost tuvaletler ve ekolojik beceri atölyeleri gibi fotoğraflar öne çıkıyor. Ayrıca, Yaşam Parkı şeması, ekolojik altyapı unsurları ve afet sonrası ilk 72 saatte yapılması gerekenleri içeren infografikler içeriyor.
Sonuç olarak, kent parklarının normal zamanlarda da kentlilerin ekolojik farkındalığını artıran, toplumsal dayanışmayı güçlendirmede ve sürdürülebilir yaşam pratiklerini desteklemede ve afet sonrası yaşamın yeniden inşasında oynayabileceği kilit role dikkat çeken Kılavuz, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve mahalle sakinlerine bu dönüşüm için bir yol haritası sunuyor.
Detaylı bilgi için Kılavuzun tam metnine başvurulabilir.
Deprem Sonrası Hatay’ı Yeniden Kurmak Araştırması
6 Şubat depremlerinin her türlü acısı devam ederken, depremin altüst ettiği şehirlerde hayatta kalan insanların en önemli sorunlarından biri derin bir çaresizlik eşliğinde yalnızlık duygusuydu.
Bir Arada Yaşarız Araştırması
Bir Arada Yaşarız başlıklı araştırmamızı Prof. Dr. Ferhat Kentel’in yönetiminde gerçekleştirdik.
Mülteci Karşıtı Söylemlerle Nasıl Bir Mücadele?
Bir Arada Yaşarız Destek Programı kapsamında 2023 yılında desteklenen proje çerçevesinde hazırlanan ve e-kitap formatında yayımlanan Türkiye'de Mülteci Karşıtı Söylemler: 2020 Sonrasına Dair Karşılaştırmalı Bir Okuma adlı araştırma çalışması, ülkedeki göç politikasının değişimini ve kırılma noktalarını ortaya koyuyor.
Bizden Haberdar Kalın
E-bültene üye olarak etkinliklerimizden ve yayınlarımızdan haberdar olabilir, çalışmalarımızı yakından takip edebilirsiniz.
Kayıt Ol
Hayatın her alanında süregiden ayrışmayı ve kutuplaşmayı aşmak ve “bir arada yaşama” kanallarını genişletmek üzere yola çıkmış olan bir vakıftır.
+90 232 374 60 66
+90 232 374 56 66
Bayetav Akademi
Evka-3 mah. 101/2 Sok. No:22 35050 Bornova, İzmir
Bayetav Sanat
Erzene mah. 80. Sk. No:26, 35040 Bornova/İzmir